Dolar 34,0973
Euro 38,0933
Altın 2.874,79
BİST 9.900,25
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin 28°C
Az Bulutlu
Mersin
28°C
Az Bulutlu
Cts 26°C
Paz 27°C
Pts 28°C
Sal 29°C

İşimizi geri istiyoruz

İşimizi geri istiyoruz
A+
A-

KESK Mersin Şubeler Platformu, her hafta olduğu gibi bu hafta da KHK ile işten atmalara karşı sokağa inerek, “Biz kazanacağız, geri döneceğiz! İşimizi istiyoruz” diye seslendi.

 

Haber Merkezi

 

Kamu Emekçiler Sendikası Konfederasyonu (KESK) Mersin Şubeler Platformu, 2016 yılında  çıkarılan ve binlerce emekçinin işinden edilmesine neden olan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen kamu emekçilerinin işe iade talebiyle sürdürdüğü mücadelesinde bu hafta yine alanlara indi.

 

TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER ÇİĞNENDİ

KHK’lar gidecek biz kalacağız” başlığıyla Özgür Çocuk Parkı’nda yapılan basın açıklamasına KESK üyesi sendikala ile siyasi parti temsilcileri katıldı. Platform adına açıklamayı okuyan KESK Dönem Sözcüsü Tüm Bel-Sen Şube Başkanı Mustafa Özbay, KHK zulmüne karşı ses yükseltmek için tekrar alanlarda olduklarını söylerdi. “15 Temmuz darbe girişimi üzerindeki sis perdesi yeterince dağılmamış olsa da girişim bahane edilerek hayata geçirilen 20 Temmuz sivil darbesinin neyi amaçladığı aradan geçen süre içinde tümüyle netleşmiştir” diyen Özbay, “Sivil darbe uygulamalarıyla OHAL döneminde bile askıya alınamayacak olan temel hak ve özgürlükler çiğnenmiş, darbe girişimi her tür anti demokratik uygulamanın gerekçesi haline getirilmiştir. Bunların başında da haksız ve hukuksuz ihraçlar gelmektedir.

 

125 BİN 678 KAMU GÖREVLİSİ İHRAÇ EDİLDİ

Bilindiği üzere; KHK’lar eliyle resmi rakamlara göre 125 bin 678 kamu görevlisi ihraç edildi. İktidar, ilk aylarda ihraçlara yönelik tüm itiraz yollarının kapalı olduğunu açıkladı. Darbe dönemlerinde dahi görülmeyen bu uygulamaya içeride ve dışarıda itirazlar yükselince ve AİHM’e on binlerce başvuru yapılınca bir oyalama mekanizmasına ihtiyaç duyuldu.

 

ECİKEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR

Bunun üzerine iktidar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini de hukuksuzluğuna ortak ederek 23 Ocak 2017 günü iki yıllık süre içinde kamudan ihraç edilmiş yüz binlerce kamu emekçisinin ihraç başvurularını değerlendirmek ve karar altına almak üzere kendisine bağlı OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu’nu görevlendirdi.

Aralarında Mersin’den iki üyemizin de bulunduğu onlarca KHK’lı yaşama veda ettikten sonra göreve iade edilmiştir. Geciken adalet, adalet değildir. Red alan barış akademisyenleri beraat ve diğer kamu emekçileri takipsizlik aldıkları halde hukuksuzluk devam etmektedir.

 

OHAL İŞLEMLERİ İNCELEME KOMİSYONU HUKUK KARŞISINDA SUÇ İŞLİYOR

Tam altı yıldır neredeyse her gün söylüyoruz, bir kez daha ifade edelim; bir oyalama aracı olarak kurulan, iktidara bağlı, iktidarın talimatlarıyla hareket eden OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu hukuk karşısında suç işliyor. Görevde kaldığı her gün suçu katlanarak büyüyor.

OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun çalışma tarzında olduğu gibi bu komisyonlarında da hangi tarihte, ne tür bilgi ve belgeleri incelediği, ne tür kanıtlara dayanıldığı, “kanıta” dayalı değerlendirme sonucu üyelik mi, mensubiyet mi, iltisak mı, yoksa irtibat mı tespit edildiği belirtilmemektedir. Red edilen dosyalarda yasal sınırlar içinde faaliyet gösteren konfederasyonumuz, sendikalarımız, dernek ve diğer kurumların eylem ve etkinlikleri yasadışı gösterilerek katılmak suçmuş gibi gösterilmektedir” diye konuştu.

 

 

“BİR KEZ DAHA ÇAĞRIDA BULUNUYORUZ”

Aileleriyle birlikte yüzbinlerce insanın, anayasal haklarının ellerinden alınarak açlık ve sefalete mahkûm ettirilerek biat ettirilmeye çalışılmasının aynı zamanda insanlık suçu olduğunu söyleyen Mustafa Özbay, bu suça iktidarın, OHAL Komisyonu üyelerinin ve iktidarın ihtiyacına uygun raporlar hazırlayan yerel kamu idarecilerinin ortak olduğunu savundu.

“Bu nedenle buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz” diyen Özbay şunları söyledi; “Hukuka ve uluslararası sözleşmelere aykırı, etkin olmayan, denetlenemeyen, kendisini anayasa ve yasalar üstü gören, hükümetin bir organı gibi çalışan ve idari bir mekanizma olan OHAL Komisyonu derhal lağvedilmelidir. Haklarında memuriyeti engelleyen herhangi bir kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan, hukuken suç olmayan gerekçelerle ihraç edilen tüm kamu görevlileri bütün haklarıyla birlikte derhal görevlerine iade edilmedir.

Hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan tüm kamu emekçilerinin maddi, manevi hak kayıpları karşılanmalıdır.

Mağdur olan ihraç kamu emekçilerinin mağduriyet giderilinceye ve hukuksuz ihraç edilen tüm kamu emekçileri görevlerine iade edilinceye kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.

Biz kazanacağız, geri döneceğiz!” dedi.

ETİKETLER: