Dolar 32,9449
Euro 35,7631
Altın 2.529,53
BİST 10.891,42
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin 33°C
Açık
Mersin
33°C
Açık
Paz 33°C
Pts 32°C
Sal 32°C
Çar 32°C

Akdeniz’de mikroplastik tehdidi!

Deniz çöpleri ve kumsallarındaki mikroplastik atıklarla ilgili konuşan Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Dr. Sinan Can, “Medeniyetlerin beşiği ve olağanüstü bir çevre mirasının merkezi Akdeniz yarı kapalı bir havza olması ve etrafındaki yoğun insan faaliyetleri nedeniyle, dünyada plastik kirliliği seviyesi en yüksek denizlerden biri haline gelmiş durumda” dedi.

Akdeniz’de mikroplastik tehdidi!
A+
A-

Plastik kirliliği son yıllarda Doğu Akdeniz’in en büyük çevre sorunlarından biri haline geldi. 321 kilometre uzunluğunda kıyı şeridine sahip Mersin’de, kumsallardaki kirlilik gözlerden kaçmazken Çevre Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Dr. Sinan Can, deniz çöpleri ve mikroplastik tehdidine dikkat çekti. Akdeniz’in dünyanın en kirli denizlerinden biri haline geldiğini vurgulayan Can, atıkların hem ekolojik dengeyi bozduğunu hem de canlıların yaşamını olumsuz etkilediğini söyledi.

“Deniz çöplerinin ve mikroplastik tehdidinin farkında ol”
Hızla artan dünya nüfusu ile birlikte artan tüketim ve buna bağlı olarak oluşan atıklar her geçen gün dünya ve çevremizi daha fazla kirletir hale geldiğini söyleyen Can, “Deniz çevresinin kirlenmesi, insanların her türlü faaliyetleri sonucu, denizlerde meydana gelen olumsuz gelişmelerle ekolojik dengenin bozulması ve aynı faaliyetler sonucu ortaya çıkan koku, gürültü ve atıkların deniz çevresinde meydana getirdiği arzu edilmeyen sonuçları olarak ifade edilmektedir” ifadelerini kullandı. Deniz kirliliğinin hava ve kara dahil tüm çevreyi etkilediğini belirten Can, şunları söyledi:

“Deniz kirliliği incelendiğinde sadece deniz yüzeyini değil, olumsuz olarak etkilediği hava ve kara dahil tüm yeryüzü katmanlarını denizel çevre adı altında bir bütün olarak ele almak gerekmektedir. Uluslararası Denizcilik Örgütü (lMO) verileri, dünya denizlerine giren atıkların, yüzde 40’lık kısmının kara kökenli deşarjlardan, yüzde 30’luk kısmının atmosfer temelli kaynaklardan, yüzde 11’lik kısmının deniz taşımacılığı kaynaklarından, yüzde 10’luk kısmının illegal deşarjlardan, yüzde 8’lik kısmının doğal kaynaklardan ve yüzde 0,5’lik kısmının açık deniz üretiminden kaynaklı olduğunu ortaya koymaktadır. Oluşan kirlilik kaynaklarını ise, Evsel atıklar, Endüstriyel atıklar, Yayılı kaynaklar, Gemi kaynaklı operasyonel atıklar, Deniz kazalarına bağlı oluşan atıklar, Diğer deniz operasyonları ile ilişkili tesis ve birimler, Turizm ve rekreasyon aktivitelerine bağlı oluşan atıklar, Katı atık depolama sahalarında oluşan atıklar, Atmosferik emisyonlara bağlı oluşan atıklar şeklinde ifade edebiliriz.”

Kirlilik kıskacındaki Akdeniz
Akdeniz’i kirleten atıkların yüzde 96’inin plastik kaynaklı olduğunu söyleyen Can, kirliliğin nedeni ve deniz canlılarına etkisinden söz etti. Türkiye’de yetersiz çöp yönetimi olduğuna dikkat çeken Can, “Medeniyetlerin beşiği ve olağanüstü bir çevre mirasının merkezi Akdeniz yarı kapalı bir havza olması ve etrafındaki yoğun insan faaliyetleri nedeniyle, dünyada plastik kirliliği seviyesi en yüksek denizlerden biri haline gelmiş durumda. Akdeniz’in açık sularını, deniz tabanını ve kıyılarını kirleten atıkların yüzde 95’i plastik kaynaklıdır. Yapılan araştırmalara göre bu atıkların başlıca kaynağı Türkiye ve İspanya. İtalya, Mısır ve Fransa da bu iki ülkeyi takip ediyor. Gerek Türkiye’nin yetersiz çöp yönetimi, gerekse de diğer doğu Akdeniz Ülkelerinin ürettiği çöpleri denize direk olarak boşaltması ve bu çöplerin de akıntılar yoluyla bizim kıyılarımıza kadar gelmesi kıyılarımızı adeta plastik ve atık çöplüğü haline dönüştürmektedir. Bu atıkların zamanla parçalanması ve 5 mm’den daha küçük boyutlu olan mikroplastiklere dönüşmesi ise bu problemin boyutunu daha da büyütmektedir. Büyük ve küçük ölçekli plastik parçacıkları ve deniz çöpleri deniz kaplumbağaları, Akdeniz fokları gibi koruma altında veya tehdit altındaki türler de dahil olmak üzere deniz canlılarının yaralanmasına, boğulmasına ve çoğu zaman ölümüne neden olabilmektedir. Buna bir de kurulması planlanan endüstriyel temelli polipropilen petro kimya gibi fabrikalar da eklenirse bölgenin karşı karşıya kaldığı riskin çok daha büyük olacağını söylemek mümkündür” şeklinde konuştu.

ETİKETLER: